NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
سُلَيْمَانُ
بْنُ دَاوُدَ
الْمَهْرِيُّ
أَخْبَرَنَا
ابْنُ وَهْبٍ
أَخْبَرَنِي
يُونُسُ عَنْ
ابْنِ
شِهَابٍ
أَنَّ عُرْوَةَ
بْنَ
الزُّبَيْرِ
حَدَّثَهُ
أَنَّ
عَائِشَةَ
زَوْجَ
النَّبِيِّ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
قَالَتْ أَلَا
يُعْجِبُكَ
أَبُو
هُرَيْرَةَ
جَاءَ فَجَلَسَ
إِلَى
جَانِبِ
حُجْرَتِي
يُحَدِّثُ عَنْ
رَسُولِ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
يُسْمِعُنِي
ذَلِكَ
وَكُنْتُ
أُسَبِّحُ
فَقَامَ
قَبْلَ أَنْ
أَقْضِيَ
سُبْحَتِي
وَلَوْ
أَدْرَكْتُهُ
لَرَدَدْتُ
عَلَيْهِ
إِنَّ
رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
لَمْ يَكُنْ
يَسْرُدُ
الْحَدِيثَ
مِثْلَ
سَرْدِكُمْ
Urve b. Zübeyr'in şöyle dediği
rivayet olunmuştur: Peygamber (s.a.v.)'in hanımı Âişe dedi ki:
(Ey Urve, şu
davranışıyla) Ebû Hureyre (senin) hoşuna gitti mi? (Bak) ben tesbih çekerken
oda'mın yanına oturmuş, Peygamber(s.a.v.)'den hadis rivayet ediyor ve bunu
işittirmeye çalışıyor. Ben tesbihimi bitirmeden de kalkıp gitti. Eğer ona
yetişebilseydim kendisine; kuşkusuz Rasûlullah (s.a.v.) hadisi sizin
serdettiğiniz gibi serdetmezdi diye cevap verecektim.
İzah:
Buhari, menâkib;
Müslim, fedâilü's-sahâbe; Tirmizî, menâkıb
Bu hadis-i şerif de Hz.
Nebi'in, sözlerini tane tane, muhatabın rahatça takip edebileceği derecede
yavaş konuştuğunu; kelimeleri alelacele, arka arkaya sıralamaktan kaçındığını
ifade etmektedir.
Gerçekten Rasûlullah
(s.a.v.), dinleyiciden gelecek bütün şikâyetleri bertaraf edecek bir tempo
ile, hiç acele etmeden ağır ağır, tane tane konuşmuştur.
Bu sebepledir ki, onun
konuşmasını takip edemediği için sözünü tekrarlamasını isteyen bir tek ferdin
varlığını bilmiyoruz. Ancak, sözlerindeki derin manayı kavrama ve sözlerindeki
güzelliği bir defa daha duymak maksadıyla sözlerini tekrar etmesini isteyenler
olmuştur.[Bk. Kazancı, A. Lütfi, Nebi Efendimizin Hitabeti, 114.]